Evlenen kadının soyadı kullanımı için gözler yeni yargı paketinde

Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun “evlenen kadının kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadının önünde önceki soyadını da kullanabileceği, kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanamayacağı”nı öngören 187. maddesinin birinci cümlesini iptal etmiş ve TBMM tarafından “kadın erkek eşitliğine uygun yeni bir düzenleme” yapılması için 9 ay süre vermişti.

Yüksek Mahkemenin 28 Nisan 2023’te Resmi Gazetede yayımlanan kararının yürürlük tarihi için verilen 9 aylık süre 28 Ocak 2024’te doluyor. TBMM’nin bu sürede gerekli yasal düzenlemeyi yapması gerekiyordu. Ancak konuyla ilgili düzenlemelerin, yeni yargı paketi içinde ele alınacağı öğrenildi. ​​​​

‘Eşler arasında cinsiyet temelinde farklı muamele’

İptal edilen Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesinin birinci cümlesi, “evlenen kadının kocasının soyadını alacağını ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadının önünde önceki soyadını da kullanabileceği, kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanamayacağını” öngörüyordu.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararında, “Erkek, evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra da tek başına kullanabildiği halde kuralla kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra ancak kocasının soyadının önünde kullanabileceği öngörüldüğünden karşılaştırmaya müsait şekilde benzer durumda olan eşler arasında cinsiyet temelinde farklı muamelenin yapıldığı açıktır.” değerlendirmesi yapılmıştı.

Nüfus kayıtlarındaki karışıklığın önlenmesi ve soy bağının sağlıklı bir şekilde tespit edilmesinde kamu yararı bulunduğu ancak nüfus kayıtlarının düzeni sağlama amacının, kuralla öngörülen farklı muamelenin makul nedeni olarak kabul edilemeyeceği anlatılan kararda, şunlar kaydedilmişti:

“Ayrıca kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almasının ailenin ortak bir soyadına sahip olmasını mümkün kılan tek seçenek olmadığı açıktır. Bu bağlamda eşlere içlerinden birinin soyadını veya bunun dışında bir adı ortak soyadı olarak belirleme imkanının tanınması ya da ortak soyadının eşlerin evlenmeden önceki soyadlarının birleşimden oluşacağının öngörülmesi de mümkündür. Evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir